Makaleler

HASSASİYET YARIŞLARI BAŞLADI.

Trans Yağlarla Savaş

GCC Standardization Organization (GSO); daha önce taslak olarak yayımlanan ve son şekli verilen “Trans Yağlar ile ilgili GSO Teknik Yönetmeliği 2483:2024”'ün uygulanması ile geçiş sürelerini başlattı. Buna göre; Kuveyt Sağlık ve Bitki Sağlığı Önlemleri Komitesi, 1 Mayıs 2025'e kadar muafiyet süresiyle birlikte yeni düzenlemeyi uygulamaya başlayacağını duyurdu.

Merkezinde Trans Yağ olan bu Yönetmelik`te yeni tanımlar ve değişiklikler mevcut. Yönetmelik aşağıdaki maddelerle oluşturulmuş diyebiliriz.

1.Gıda katkı maddeleri.

2.Katkı maddesi kullanımına izin verilen gıdalar.

3.Katkı maddesi kullanımının yasak olduğu gıdalar.

4.Gıda katkı maddelerinin kullanımına izin verilen azami sınırlar.

GSO `nun bu konudaki hassasiyeti aslında bir süredir vardı ama özellikle FDA ve Health Canada`nın teknik çalışmaları ve regülasyon değişikliği önerileri yüzünden erkene alınmış bir karar diyebiliriz.

Bu uygulamanın ivedi bir şekilde erkene çekilmesi ile birlikte gıda ticaretinde hassasiyet savaşları başlayacak gibi bir algı oluşacak. “Bakalım hangi devlet kendi halkına daha çok değer veriyor yarışı başlayabilir.”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) da konuya dahil olunca GSO `daki hız da kaçınılmaz oluyor.

2483:2024 Nolu Yönetmeliğin temelini oluşturan Health Canada`nın Trans Yağ Raporu aslında yeni bir şey söylemiyor. Hepimizce malum olanı anlatıyor.

Gelin birlikte bu trans yağ olayına teknik bir dalış yapalım..

Öncelikle; trans yağ tüketimi, Koroner kalp hastalığı riskini artırıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hem doğal olarak oluşan hem de endüstriyel olarak üretilen kaynaklardan trans yağ alımının, toplam enerji alımının %1'inden az olmasını öneriyor. 2000'li yılların başından bu yana, Health Canada, zorunlu trans yağ etiketlemesi, işlenmiş gıdalar için gönüllü hedefler belirleme ve endüstrinin gönüllü hedeflere ulaşma yolundaki ilerlemesini ölçmek için aktif bir izleme ve açık raporlama programı oluşturma dahil olmak üzere insanların trans yağ alımını azaltmayı amaçlayan çok yönlü bir yaklaşım izledi. Bu konuda dünyaya öncülük etti.

Bu çalışmalar; Kanada gıda arzındaki trans yağ seviyelerini azaltmada başarılı olduğu kanıtlandı. Ancak konvansiyonel gıdalarda, yüksek düzeyde endüstriyel olarak üretilen trans yağ, yani PHO'lar mevcut.

 

Trans yağlar nelerdir? Kısmen hidrojene yağlar nelerdir?

Gıdalardaki yağlar iki farklı yağ asidi türünden oluşuyor: doymamış (örneğin, tekli ve çoklu doymamış) ve doymuş. Genel olarak, bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinde daha yüksek olma eğilimindedir ve bu da onları oda sıcaklığında sıvı hale getirirken, hayvansal yağlar (örneğin tereyağı) ve tropikal yağlar (örneğin hurma veya hindistancevizi yağı) doymuş yağ asitlerinde daha yüksek olma eğilimindedir ve bu da onları oda sıcaklığında daha katı hale getirir. Trans yağlar, bazı hayvansal gıdalarda doğal olarak bulunan ve endüstriyel olarak da üretilebilen bir tür doymamış yağ asididir.

Doğal olarak oluşan trans yağlar, geviş getiren hayvanların sindirim kanallarındaki doymamış yağların bakteriyel dönüşümü ile oluşur. Bu, süt ve geviş getiren et ürünlerinde toplam yağın %0,5 ila %8'i arasında değişen trans yağ seviyelerine neden olur.

Endüstriyel olarak üretilen trans yağlar, yağın yüksek sıcaklıklara maruz kalması nedeniyle, tipik olarak toplam yağın %0,2 ila %2,4'ü arasındaki seviyelerde ticari yağ arıtma işlemi sırasında yanlışlıkla oluşabilir. Bununla birlikte, gıda tedarikinde endüstriyel olarak üretilen trans yağların ana kaynağı, kısmi hidrojenasyon adı verilen bir işlemle üretilen PHO 'lardır. PHO 'lar genellikle margarinler, katı yağlar ve unlu mamuller gibi gıdaların imalatında kullanılır, çünkü dokuyu iyileştirir ve raf ömrünü uzatır. PHO 'ların trans yağ içeriği tipik olarak yağın %25 ila %45'i arasında değişir. Takdir edersiniz ki; bu yüksek bir orandır.

Trans yağ tüketmenin sağlık riskleri nelerdir?

Kalp hastalığı, Dünya'da önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Büyük gözlemsel popülasyon çalışmaları, artan trans yağ alımıyla (hem endüstriyel olarak üretilen hem de geviş getiren kaynakları kapsayan) KKH riskinin önemli ölçüde arttığını göstermiştir. Trans yağların KKH riskini artırdığı ana mekanizma, kan lipid seviyelerini değiştirmektir. Trans yağlar kandaki "kötü" (düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL)) kolesterol seviyelerini yükseltir, kandaki "iyi" (yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL)) kolesterol seviyelerini düşürür ve toplam / HDL-kolesterol oranını arttırır. Trans yağların kan lipitleri üzerindeki zararlı etkileri sürekli bir doz-yanıt ilişkisine sahiptir. Trans yağ alımındaki herhangi bir artımlı artışın KKH riskini artırdığı anlamına gelir. KKH'ye ek olarak, mevcut bilimsel kanıtlar trans yağ alımı ile inme riski arasında pozitif ilişkiler olduğunu göstermektedir. 

Bahsini yaptığımız Yönetmelikte, PHO'lar, hidrojene edilmiş, ancak tam doygunluğu tamamlamamış veya tama yakın olmayan ve iyot değeri (IV) 4'ten büyük olan katı ve sıvı yağlar olarak tanımlanmaktadır. Bir katı veya sıvı yağın iyot değeri (IV), trans yağ içeriğinin doğrudan bir ölçüsü değildir, ancak doymamışlık derecesi ile ilgilidir. Genel olarak, IV değeri 4 veya daha az olan sıvı ve katı yağlar, hidrojene edilmemiş katı ve sıvı yağlara benzer seviyelerde trans yağlar içerir.

PHO'ların yasaklanmasının bazı üreticilerin ürünlerini yeniden formüle etmelerini gerektireceğini kabul ediliyor. Bu sebeple bir geçiş süreci mevcut. Bu, etkilenen endüstri paydaşlarının ürünlerini yeniden formüle etmeleri ve/veya mevcut stokları tüketmeleri için yeterli zaman sağlamalıdır.

Sonuç olarak; GSO Standartlarının ve mevzuatının uygulandığı ülkelere göndereceğiniz gıdalarda trans yağ değerlerini tekrar kontrol etmeniz gerekecek. Major olarak kabul edilen Yönetmelik şartlarının gümrük noktalarında esnek olmadığının bilinmesi gerekiyor.